8 Haziran 2015 Pazartesi

Ben 
senden önce ölmek isterim. 
Gidenin arkasından gelen 
gideni bulacak mi zannediyorsun? 
Ben zannetmiyorum bunu. 
...İyisi mi,
beni yaktırırsın, 
odanda ocağın 
üstüne korsun 
içinde bir kavanozun. 
Kavanoz camdan olsun, 
şeffaf, 
beyaz camdan olsun 
ki içinde beni görebilesin 
Fedakârlığımı anlıyorsun : 
vazgeçtim toprak olmaktan, 
vazgeçtim çiçek olmaktan 
senin yanında kalabilmek için. 
Ve toz oluyorum 
yaşıyorum yanında senin. 
Sonra, sen de ölünce 
kavanozuma gelirsin. 
Ve orada beraber yaşarız 
külümün içinde külün 
ta ki bir savruk gelin 
yahut vefasız bir torun 
bizi ordan atana kadar... 
Ama 
biz 
o zamana kadar 
o kadar karışacağız ki birbirimize, 
atıldığımız çöplükte bile 
zerrelerimiz 
yan yana düşecek. 
Toprağa beraber dalacağız. 
Ve bir gün yabani bir çiçek 
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse 
sapında muhakkak iki çiçek açacak : 
biri 
sen 
biri de 
ben. 
Ben 
daha olumlu düşünüyorum
Ben daha bir çocuk doğuracağım 
Hayat taşıyor içimden. 
Kaynıyor kanım. 
Yaşayacağım, ama çok, pek çok, 
ama sen de beraber. 
Ama ölüm de korkutmuyor beni. 
Yalnız pek sevimsiz buluyorum 
bizim cenaze şeklini. 
Ben ölünceye kadar da 
Bu düzelir herhalde. 
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde? 
İçimden bir şey : 
belki diyor.

nazım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder